Nefes Alırken Göğsün Sol Tarafında Batma: Bedenin Politikası ve Gücün Anatomisi Bir siyaset bilimci olarak “nefes almak” deyimini yalnızca biyolojik bir eylem olarak değil, aynı zamanda iktidarın, kurumların ve ideolojinin gölgesinde şekillenen bir toplumsal deneyim olarak okumak gerekir. Çünkü nefes almak, yaşamın en temel hakkıdır; ancak bu hak bile güç ilişkileri içinde yeniden tanımlanır. Tıpkı bir bireyin göğsünün sol tarafında hissedilen o batma gibi, toplumsal yapının iç basınçları da insanı hem fiziksel hem siyasal olarak sıkıştırır. Gücün Anatomisi: Sol Göğüs, Sol Siyaset ve İktidarın Ağırlığı Nefes alırken göğsün sol tarafında hissedilen batma, genellikle bedensel bir alarmdır: kalp, akciğer ya da…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Moğollar Kimlerle Savaştı? – Bozkırın Rüzgârını Durduramayan Güç Bir tarihçi olarak geçmişin tozlu sayfalarını karıştırırken, her dönemde karşımıza çıkan bazı topluluklar vardır ki, yalnızca bir imparatorluk kurmakla kalmaz, insanlığın seyrini de değiştirir. Moğollar bu topluluklardan biridir. At sırtında dünyayı fethetmeye ant içmiş, bozkırın rüzgârını ordularının nefesiyle birleştiren bu halk, yalnızca savaşların değil, tarihsel dönüşümlerin de mimarı olmuştur. Göçebe Bozkırdan Cihan İmparatorluğuna 13. yüzyılın başlarında Cengiz Han’ın liderliğinde birleşen Moğol kabileleri, Orta Asya’nın geniş bozkırlarından yola çıkarak tarihin en büyük kara imparatorluğunu kurdular. Moğolların ilk mücadeleleri kendi topraklarında, Tatarlar, Merkitler ve Naymanlar gibi diğer göçebe kabilelerle oldu. Bu savaşlar, Cengiz Han’ın…
Yorum BırakKaş Yapayım Derken Göz Çıkarmak Deyim mi? Toplumsal Açıdan Bir Değerlendirme Toplumsal yapıların karmaşıklığını anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, günlük dilde kullandığımız deyimlerin ne kadar derin anlamlar taşıdığını sık sık fark ediyorum. Çünkü dil, yalnızca iletişim aracı değildir; aynı zamanda bir toplumun kültürel hafızası, normlarının yansıması ve ortak deneyimlerinin ürünüdür. “Kaş yapayım derken göz çıkarmak” ifadesi de tam olarak böyle bir deyimdir. Türk Dil Kurumu’na göre bu ifade, “bir şeyi düzeltmeye çalışırken daha kötü hale getirmek” anlamına gelir. Ancak bu basit tanımın ardında, toplumsal ilişkilerin, niyet ile sonuç arasındaki uçurumun ve bireysel eylemlerin sosyal bağlam içinde nasıl değerlendirildiğinin izleri vardır.…
Yorum BırakDolma Kapağı Ne İşe Yarar? Mutfakta Strateji ile Şefkatin Komik Buluşması Hayatta bazı şeyler vardır, varlığını pek fark etmezsiniz ama yokluğunda hayatınız altüst olur. İnternetsiz bir gün, çay poşetini bardağa koyup suyu kaynatmayı unutmak… ve işte onlardan biri daha: dolma kapağı. Küçücük, sıradan görünen bu mutfak kahramanı aslında bir dolmanın kaderini belirler. Hadi gelin, bugün birlikte bu minik mutfak yıldızının dünyasına dalalım. Hazır olun çünkü biraz kahkaha, biraz strateji ve bolca mutfak draması sizi bekliyor! Dolma Kapağı: Mutfaktaki Sessiz Kahraman Dolma kapağı dediğimiz şey aslında dolmaların pişerken yerinde kalmasını sağlayan, üzerlerine nazikçe oturtulan bir iç kapaktır. Klasik tencere kapağından farklıdır…
Yorum BırakGöz Pınarları Nasıl Kurur? Tarihten Günümüze Duygusal ve Biyolojik Bir İnceleme İnsanın göz pınarları, hem biyolojik hem de duygusal düzlemde derin anlamlar taşır. Gözyaşı, yalnızca bir sıvı değildir; tarih boyunca insanın duygu, acı, sevinç ve inançla kurduğu ilişkinin en eski tanığı olmuştur. Ancak bazen bu doğal akış bozulur, göz pınarları kurur. Bu kuruma, hem fizyolojik bir sürecin sonucu hem de modern çağın ruhsal yorgunluğunun bir metaforu olarak karşımıza çıkar. Bu yazı, “göz pınarlarının kuruması” olgusunu tarihsel arka planı, bilimsel açıklamaları ve güncel akademik tartışmalar ışığında ele almaktadır. Tarihsel Arka Plan: Gözyaşının İnsanlık Kültüründeki Yeri İlk medeniyetlerden bu yana gözyaşı, insanın…
Yorum Bırak5 Qepik Kaç TL Eder? Küçük Birimlerden Büyük Geleceklere Açılan Kapı “5 qepik kaç TL eder?” sorusu kulağa sıradan, hatta belki biraz da önemsiz gelebilir. Fakat bu basit soru, aslında çok daha büyük bir tartışmanın kapısını aralıyor: Paranın değeri, zamanla nasıl değişir? Küçük birimlerin gelecekteki etkisi ne olabilir? Ve asıl önemlisi, para yalnızca bir değişim aracı mı, yoksa insanlığın toplumsal ve stratejik evriminde yön tayin eden görünmez bir güç mü? Bu yazıda, yalnızca 5 qepik’in bugünkü TL karşılığını değil, onun gelecekteki anlamını da konuşacağız. Erkeklerin analitik hesaplarına, kadınların insan odaklı bakış açılarına ve hepimizin zihnindeki “para” algısına birlikte mercek tutacağız.…
Yorum BırakBir Psikoloğun Meraklı Gözünden: Görme Engelli Bireyler Çevreyi Nasıl Tanır? İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak her zaman şu soruyu merak etmişimdir: Görmek, gerçekten anlamak mıdır? Görme duyusuna sahip olmayan bir birey, çevresini nasıl tanır, nasıl algılar, nasıl “öğrenir”? Bu soru bizi, insan zihninin sınırlarını zorlayan büyüleyici bir alana götürür. Çünkü görme engelli bir birey için dünya, gözlerle değil; kulaklarla, ellerle, kalple ve sezgilerle kurulur. Bu yazıda, görme engelli bir bireyin çevreyi tanıma biçimini bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden inceleyeceğiz. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Beynin Görmeden Öğrenme Gücü Görme engelli bireyler çevrelerini anlamlandırırken, beynin plastisitesi devreye girer. Beyin, görsel…
Yorum BırakGrubu Ne Demek? İnsan Zihninin Sosyal Yapılar Üzerinden İnşası Bir psikolog olarak, insan davranışlarını anlamaya çalışırken en çok dikkatimi çeken şey, bireyin asla tek başına anlaşılmaması gerektiğidir. İnsan, her zaman bir grubun parçasıdır — ailesinin, arkadaş çevresinin, iş yerinin, hatta toplumunun. Bu yüzden “Grubu ne demek?” sorusu, yalnızca tanımsal bir merak değil; insan doğasının özüne dokunan bir sorgulamadır. Bir grup, yüzeyde ortak bir amaç ya da etkileşimle bir araya gelen bireylerdir. Ancak psikolojik olarak grup, kimlik, aidiyet, güvenlik ve anlam üretiminin merkezinde yer alır. İnsan, kendini bir grubun aynasında tanır, sınırlarını onun içinde çizer. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden Grup: Zihin Nasıl…
Yorum BırakBir kimyasal formül, bazen geleceğin hikâyesini anlatır. Bugün o formüllerden biriyle konuşmak istiyorum: CaO. Evet, kimyada kalsiyum oksit olarak bildiğimiz bu bileşik, yalnızca bir laboratuvar maddesi değil; geleceğin enerji, çevre ve sürdürülebilirlik vizyonunda sessiz bir devrimci. Hadi gelin, biraz merakla, biraz da hayal gücüyle düşünelim: CaO, geleceğin dünyasında neye dönüşebilir? CaO, yani kalsiyum oksit, geçmişte kireç olarak biliniyordu; gelecekte ise enerji dönüşümünün, karbon yakalamanın ve akıllı şehirlerin temel taşlarından biri olabilir. CaO Ne Demek? Kimyada Sessiz Ama Güçlü Bir Karakter CaO, kimyasal olarak kalsiyum oksittir. Halk arasında “sönmemiş kireç” olarak bilinir. Kalsiyum (Ca) elementiyle oksijenin (O) birleşmesiyle oluşur. Beyaz, toz…
Yorum Bırak101’de Kaç Kâğıt Dağıtılır? | Kökenlerden Turnuva Standartlarına Uzanan Samimi Bir Rehber Çocukluğumdan beri oyun masalarının etrafında toplanmayı, kuralların neden öyle olduğunu kurcalamayı çok sevdim. “101’de kaç kâğıt dağıtılır?” sorusu da işte o meraktan doğuyor. Bir masada “20 dağıtılır” diyen de çıkar, başka bir masada “14 iyidir” iddiası yükselir. Peki hangisi “doğru”? Gel, kökenlere inelim, bugün çevrim içi masalardaki uygulamalara bakalım ve gelecekte turnuva standartları açısından ne anlama geldiğini konuşalım. — 101’in Kökleri: Okey Ailesi ile Rummy Ailesinin Kesişim Noktası “101” adı, Türkiye’de çoğu kişinin aklına önce taşla oynanan 101 Okey’i getirir. Ama kartla oynanan 101 de rummy ailesinin (500…
Yorum Bırak